20 Aralık 2013 Cuma

Başlarken...

Dikişe başladım ama nereden başlayacağımı bilmeden. Önce sanayi makinesinde pratik yaptım, "bu işi gerçekten becerebilir miyim" diye denedim kendimi. Masura, mekik, çağanoz, ilik açıcı, tela, biye.... o kadar çok yabancı olduğum şey vardı ki. Neyi nerde nasıl kullanmalıydım, büyük bir karmaşaydı. İsimlerini duydum çoğunlukla ama şekilleri, işe yarayışları bilinmezdi benim için. 

Elim yatkınmış; dikişe, makine kullanımına. Sonrasında pratik dikiş yapabilecek bi makine alma kararı verdim. Hem istediğim işleri yapabilmeli, hem de bütçeyi sarsmamalıydı. Araştırmalar sonucunda Janome markaya karar verdim. Aldığım makinede beni en cezbeden şey kalın kumaşları rahat dikmesiydi. (Çağanozu çelik olması da önemliymiş.)

Evde renkli ipliklerim, evlenirken annemin aldığı dikiş malzemeleri ve bu malzemeleri koyacak yine annemin el emeği göz nuru şık bir dikiş kutusu başlangıç için yetti. Ama sonrasında denemeler yaptıkça, okuyup gördükçe daha fazlası gerekti.Çeşitli makine ayakları, parşömen kağıtları, düz riga, pistole cetveller, çeşitli düğmeler, fermuarlar, telalar, biyeler de girdi hayatıma.

Mekanik ürünlerin bozulması korkutur beni. Bu sebeple yanlış olmasın diye hep makinemin markasında ürünler aldım.  Dikiş malzemeleri alışverişimi de İnternet üzerinden yapıyorum.Özellikle makine ayakları ve iğneler konusunda çok da faydasını gördüm.  Uygun fiyata kısa sürede elinize geçiyor malzemeler. İncelemek isteyenler  buradan  buyurun. 
Benim başlama serüvenim böyle... Devamını da birlikte göreceğiz. 
Kendi kendine diken, söken, öğrenen, çok mu çok acemi terziden...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder