2 Haziran 2014 Pazartesi

Hamile Pantolonu ve Son Günler

Son zamanlarda o kadar yoğun ve yorucu günler geçirdim ki, hala devam ediyor. 6 haziran taşınma tarihimiz. Ama benim işimle ilgili olumlu bir gelişme yok. Sanki özel sektörde çalışıyorum. Eş durumu tayinlerde zorluk çeken herkese sabır dilerim valla. Zor bir durum. Hamilelik bi yandan, eşyalarla boğuşmak bi yandan, birde kuracağımız yeni düzendeki aksaklıklar derken egzamayla karşı karşıya kalmam kaçınılmaz oldu. 
Durum böyle giderken en doğrusu doğuma kadar izin kullanmak dedik. Sanırım bu durumu sevdim... 
Uzuuun bir süre evde olmak fikri nedense çok cazip geldi. Böylelikle uzun zamandır uzak kaldığım makinemle de buluşma vaktidir :) Gider gitmez kumaş bulamam deyip bu hafta pazara gittim, ama yine hüsran. Elimdekileri sonuna kadar değerlendircem galiba :) -Evimi düzene koyar koymaz, hala işe başlamamış olursam- blogumdayım. 

Bu ufak vedayı dıy projem olan  hamile pantolonuyla yapayım dedim. 
23. haftamızı geride bıraktık ve kilolar bizimle :) Biraz daha karnım büyüyene kadar idare edeceğim bir pantolonum olsun dedim, koyuldum işe. Nasıl olacağını kestiremediğim için eski bir pantolon üzerinde denedim. Sonuç hiç de fena olmadı bence.
Yapılışı ise;
Öncelikle gözden çıkarabileceğiniz bir pantolon ve badi edinmelisiniz.
Pantolonun kemer kısmını tamamen sökün. Yanlardan da dikişleri bir karış kadar açın.
Ön fermuarın başlama yeri kesim noktasının en ucu olacak şekilde yanlara doğru V şeklinde kesin. Sadece ön parça kesilecek. Arkası olduğu gibi kalsın.
Kesilen parçanın yerine oturacak şekilde elastik penyenizi de kesin. Fakat uzun tutun üst kısmını ki karnınızı kaplasın. İşte bu kadar :)


Sevgiler...Mutlu haftalar...

15 Mayıs 2014 Perşembe

Tarifsiz...

Nasıl bir acı, Nasıl bir hüzün...
Rabbim, biz onları tanımaz bilmezken bu kadar canımız yandıysa; onun eşi, çocuğu, annesi- babası...
Sen hepsine sabır ver, güç ver, dayanma gücü ver...
Bir avuç kömür için ömrünü veren kardeşlerimizin karanlıkta, kömür karası yaşamlarının sonu cennette ışıkla nurlansın.
Tüm kardeşlerimizin, ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Söyleyecek neyimiz var ki başka...

9 Mayıs 2014 Cuma

Herkese merhaba.
Aslında o kadar çok şey var ki anlatacak. 2 aydan fazla oldu yazmayalı. Ama elim hep yazmak istedi. Kısmet bu güneymiş. 

Baştan aşağı değişiyor hayatımız. Bebeğimiz neredeyse 5. ayını bitirecek. Mavileri hazırlamaya başladık bile :) Evet bi oğlumuz olacak inşallah. Bununla birlikte tayinimiz çıktı. Ankara'ya gidiyoruz 1 aya kadar. Eşya topla, tayin işlemleriyle uğraş, ufak tefek hamilelik ağrıları derken günler geçiyor. Dikiş makinem ise hüzünlü bir bekleyişte. Sıkıntılı dönemimiz bitti, dikişe kaldığım yerden devam derken tayin meselesi yine ayırdı bizi :) 
Kendimi iyi hissettiğim bir boşluk bulup oturuyorum dikişin başına ama hem yeniyim hem acemi, uzun sürüyor elimdeki işi bitirmem. İşte o iyi hissedilen zamanlarda dikilen mevsimlik tuniğim; 


Kumaşı kalın, döşemelik kumaşı gibi biraz. Likralı oluşu kullanışlı oldu. Aslında tam elbise yapılacak bir kumaştı ancak, çok küçük bir parçaydı. Bu kadar oldu ; maliyetiyse 1 tl :)

Önlenemez bir kilo alışı var. Karar alıyorum, sağlıklı bir liste çıkartıyorum ama uygulayamıyorum. Böyle giderse doğum sonrasında, doğum kilolarından yakınan hanımlardan olacağım. 5 ayda 7 kilo aldım. Kaldı ki son 2-3 ayda hızla kilo alınır diyorlar, ne yapacağımı da bilmiyorum. Önerisi olan varsa fazlasıyla ihtiyacım var. 

Sağlıkla ve mutlulukla kalın, herkese mutlu ve huzurlu bir hafta-sonu dilerim  :)




3 Mart 2014 Pazartesi

Minicik Bir Misafir :)

Herkese mutlu haftalar.

Dikiş aşkıyla açmış olduğum blogumu uzun süredir ihmal ediyorum, farkındayım. Zaten bayadır dikiş de dikemiyorum. Kendimi şarj ediyorum diyelim. Yakında farklı şeylerle gelebilirim. 
Evet, minicik bi misafirimiz var. Sebebi bu :) Sabırsız, heyecanlı ve bir o  kadar da özlem doluyuz. Henüz yeni ama paylaşmak istedim. Haliyle ufak tefek sıkıntılarımız var. Bu da bazı şeylerden elimi çektiriyor. Yazmasam da sevdiğim blogları takipte olacağım.

Dualarınıza ihtiyacımız var.
Allah isteyen, dileyen herkese nasib etsin. Hiçbir evi bu neşeden mahrum etmesin.
Şimdilik hoşçakalın.

17 Şubat 2014 Pazartesi

Aşk Kavanozu (DIY)

Geçen 14 Şubatın etkileri devam ediyor bizde :) Ama "Sevgililer günü" adı altında değil. Şöyle ki, 18 Şubatın biricik eşimin doğum günü olması sebebiyle bu sene bir farklılık yaparak kutlamak istedim. Nasıl mı?  14 Şubatta başlayıp 18 Şubat akşamı bitecek olan sürprizlerden bahsediyorum. Belki özel günler için farklı fikirler arayanlara örnek olur diye de bu yazıyı yazmak istedim.
Ve şimdi hediyelerimden sadece biri olan "aşk kavanozu"  mu sizlere takdim ediyorum :)
Benzerlerini farklı hediye sitelerinde görmüştüm, ilham oldu, kendi emeğimle yaptım.



Malzemeler: 
1 adet kavanoz
Kavanozu süslemek için kapağına uygun kesilmiş kumaş (yuvarlak)
Kurdela
Renkli ince karton (pembe-kırmızı arası bir renk kullandım ben)
Kalem
İsteğe bağlı-çikolata
ve size hitap eden bir şiir :)


İlk resimde görüldüğü gibi, örnek olarak kestiğiniz kalp desenini kartona geçirin. 2. Resimdeki tek görünen gibi açılır kapanır şekilde olacak. Bütün çizim işlemi bittiğinde hepsini kesiyoruz. Ben bu kavanoz için 25 adet kullandım. Sonra kartlarımızın içine şiirimizin her satırını yazıp altlarına numara veriyoruz. Birleştirildiğinde bütünlük olsun. Bir nevi oyunlu bir kavanoz bu :) Daha sonrası size kalmış istediğiniz şekilde süslüyorsunuz. 

Aşkla, sevgiyle, huzurla kalın.
Mutlu haftalar :)


10 Şubat 2014 Pazartesi

Fırfırlı Etek

2 haftalık bir ortadan kayboluşun ardından dönüş yapıyorum. Ufak tefek bir takım rahatsızlıklar, havalardan kaynaklı rehavet ve belkide sebebini bulamadığım şeyler yüzünden çok keyifsizdim. Gerçi hala esintileri devam ediyor. Yakın zamanda geçmesi umuduyla diyerek bu haftayı açalım. 


Geçenlerde kelebekli elbise diktiğim yeğenimize bu seferde fırfırlı etek diktim. Açıkçası çok şirin göründü gözüme. Kumaşın şifon olması her katının tüm kenarlarını ince kıvırmamı gerektirdi. Boy ve belin ölçüsünü bilmeden hazırlamıştım, sürpriz olsun diye. Sanırım tam olacak. bu yaz çok uzamadan giyer umarım. 


Öncelikle bir çan etek hazırladım. 10-12 cm enine doğru çizgiler çizdim eteğe. Kaç kat olsun isterseniz aralıkları ona göre hazırlayın. Ben 5 katlı yapacaktım. Daha sonra kumaştan 15-16 cm boyunda şeritler kestim. En uzunluğu size kalmış. Çok fırfırlı isterseniz; eteğin enine çizdiğiniz çizgilerin 2-2,5 katı kadar hesaplayabilirsiniz. Daha sonra tüm parçaların kenarlarını kıvırma ayağı ile kıvırdım. Çizgilere denk getirerek ve büzerek diktim eteğe. Beline lastik geçirdim. İşte bu kadar. Yapımı çok kolay. Umarım kolaylığını düzgünce anlatabilmişimdir.

Herkese mutlu haftalar. 

27 Ocak 2014 Pazartesi

yeni kumaşlar, yeni umutlar


Tezgahta çok kumaş olmasın arkadaş, az ama göz alıcı " beni al, beni al" diye bağıran kumaşlar olsun. Çokluk her zaman kafa karışıklığı işte. Bu hafta pazardan bunlar düştü sepetime. 2-3 haftadır aradıklarımı bulamıyorum bir türlü. Koyu kahve  ve deve tüyü renklerinde, çelik penye dokusunda  kumaşlara ihtiyacım var. Ne zamana olur bilemem, kış geçmeden gelse bari.  

Ortadaki iki kumaş şifon. Diğerleri daha tok duruyor.Özellikle pembeyle  bizim cimcimeye bir şeyler dikme fikri var.Bakalım neler olacaklar :)

Herkese mutlu haftalar. 



23 Ocak 2014 Perşembe

Ne dikemedim?

Bir önceki yazımda;  bir heves biçtiğim, azıcık kalan kumaşmla kalkıştığım gömlekten bahsetmiştim. Kafamda kurduğum hayali gayet şık duruyordu. Büyük bir bölümünü dün akşam tamamladım. Fakat kafamdakiyle aynı olmadığını gördüm.
Yeni yeni öğrenmeye başladığımız teknikleri içeriyorsa diktiğimiz şey, çöpe atılma riski yüksek oluyor. Bende kurtaramadım kendilerini. Birkaç değişik kullanım da denedim, kesip-biçip. Ama ben bunu bitirsem de kullanmam kaanati oluşunca bıraktım, devam etmedim.
Bakalım, hazır haftasonu da yaklaşıyorken heba etmeden birkaç parça dikebilecek miyim.
Yılmak yok !

21 Ocak 2014 Salı

Ne dikiyorum?


Aslında ne diktiğimi de bilmiyorum desem yeridir. Hani, kumaşçıya gidersiniz, o senenin modası kumaşlar olur tezgahta. Almasanız sanki modaya uyumsuz olacaksınız. Hah işte o zamanlardan birinde, dikişte emekleme döneminde (yürümeye başladığımı söyleyemem henüz) almıştım bu kumaşı. Ne yapsam ne etsem, kendisini nerede değerlendirsem bilemedim. 


Önceleri şöyle yazın giyilecek efil efil bir elbise yapayım dedim. Sonrasında beğenmedim. Kestim biçtim derken azıcık kumaş kaldı elimde. 

Farklı bir tarz oluşturup gömlek dikmeye karar verdim ve biçtim. Sonuç ne olur bilemem. Hayal gücüme dayanarak umutluyum. Bu da mı çöp olur yoksa yaza güzel bi gömlek mi olur bilemem. Bekleyip göreceğiz. 

20 Ocak 2014 Pazartesi

Bu aralar...

Uzun bir aradan sonra merhaba. 
Malzeme sıkıntısı ve vakitsizlikten dolayı dikişsiz geçen günlerin ardından hafta sonu silkelendim ve kendime geldim. Cumartesi erkenden kalkıp pazara gittim. Bu sefer çok çeşit kumaş vardı. Kalabalıktı da. Malum tek tezgah olunca insan bunalıyor. Bende çok incelemedim. 4 parça kumaşla döndüm eve. Dönerken de rengarenk ipler, fermuarlar ve eksiklerimi aldım. Kaldığım yerden dikişe devam etmek üzere. 
Haftasonu şehir merkezine indik. Kendimizi alışveriş merkezinde bulduk. Tabii hemen dergilerin standına uçtum. 
Birçok dikiş bloğunda gördüğüm Creazion-Elişi dergizsini attım sepete. Burda benzeri bir dergi. İçindekiler daha çeşitli ve yapılabilir geldi bana. Önceden de söylediğim gibi Burda dergilerinin hatasının çok olduğunu duymuştum. Birkaç kalıpla çalışma girişiminde bulunarak da onaylamış oldum bunu. Umarım beklentileri karşılar bu dergi. 

Bu arada, keyifli geçen haftasonunu sinema filmi ile taçlandırdık. "Patron Mutlu Son İstiyor".  Tavsiye edilir, eğlenceli bir filmdi. 

Herkese mutlu haftalar. 

15 Ocak 2014 Çarşamba

Her koşulda tarz sahibi olmak

İnsan biraz da ihtiyaçtan hobi sahibi oluyor bence. Genellemek çok doğru mu bilmiyorum ama hazır giyimde kendimize göre bir şeyler bulamadıkça, bulduğumuzun tadilat gerektirdiği durumlardan dolayı, satılan bir parça malzemeye çok paralar vermeye kıyamadığımızdan da dikişe merak saldığımızı düşünüyorum. Tabii ki ilgi alaka mevzusudur, kafamızı boşaltma aracıdır. Ama bi yerlerde bi sebebi de vardır diye düşünüyorum. Yapabilirlik oranı yüksek kimselerin tercihidir bence dikiş. 

Geçenlerde televizyonda kanalları geçerken bir program gördüm. Sanırım 'Show tv- Herşey Dahil' programının tekrar yayınıydı. Benim için dikkat çeken kısmı ise modacı-stil danışmanı Melike Çarpatan'dı.  Bu işin eğitimini almış birisi (İngilizce Tekstil tasarımı ve Teknolojileri Bölümü). Kendisi Türkiye'de büyük beden ama şık giyim için bir çok adım atmış.Yayın için hazırlanan ve 46 beden mankenler üzerinde gösterilen kombinlere bayıldım. Çok şükür henüz büyük benden kategorisinde değilim. Fakat annem dahil çevremde bir çok kişi var balık etli :) Kıyafet bulmadaki zorluklarına da yakından şahidim. Şık ama güzel parçalar bulmak için çok uğraş vermek, saatlerce, dükkan dükkan gezmek gerek. Hatta çoğu zaman aynı tarz kıyafetler giymek zorunda kalınıyor. 

Melike Çarpatan da balık etli sınıfında. Ama kendiyle barışık, müthiş tatlı bir isim bence. "Bu işe öncelikle blog yazarak başladım" demesiydi belki beni yakın hissettiren. Sonrasında ise 42-60 beden hanımlar için bir adım atarak ünlü markaların büyük bedenlerini kapsayan bir alışveriş sitesi oluşturmuş; Dolabımı Seviyorum. Online alışveriş sitesi, büyük beden hanımlara hizmet veren ilk özel site bu arada. Türk Hanımları olarak genlerimize kızmalı mıyız bilemiyorum. İri kemikli olan gençlere de hitap eden bir oluşum bu. Stil sahibi olmak isteyenlere...  

Alışveriş sitesine göz gezdirmek isteyenler için tıkk tıkk
Bahsettiğim yayının ilgili kısmı ise burada

Belki alışverişte bu sıkıntıyı yaşıyorsunuzdur, belki de çevrenizdekilere hediye arayışında zorlanıyorsunuzdur.
Şık olmak için tartı göstergesi önemli olmasın :) 
Sevgiyle kalın :)  

10 Ocak 2014 Cuma

Kafamdaki tilkiler...

Kötü ve verimsiz geçen bir haftanın ardından dilerim ki dikiş dolu bir haftasonu gelir bana. Makinemin başıma oturup güzel şeyler dikme hevesindeyim. Daha acemiliği atamadığımdan çok detaylı modellere giremiyorum tabii. Elimde çok çeşit kumaşım da yok, sanırım biraz sınırlıyor bu beni. Parça kumaş alıp ziyan ettiğimde içim yanmasın derdindeyim fakat cumartesileri sadece bir kumaşçı geliyor pazara ve bazen tam anlamıyla hüsrana uğruyorum. Kafama göre bir şey bulamadımsa vay halime :) Ama kısa zamanda, eğer istediğim doku ve renkte kumaş bulursam, bilgisayarıma makinemi almadan önce yaparım diye kaydettiğim kalıp örneklerinden bu yeleği yapmayı planlıyorum. Kaynak Belki sizlerde de ilham olur :)



Herkese şimdiden mutlu hafta sonları dilerim. :)

7 Ocak 2014 Salı

Tiramisu

Aslında kendilerine yalancı tiramisu diyorlar :) Yalancı da olsa biz ailecek çok seviyoruz. Her gün yiyebilirim sanırım. Hem hafif olması (şeker oranının düşüklüğü önemli benim için), hem de çok basit olması sevmemde büyük etken. 

Dikiş konusunda hüsrana uğradığım bir haftaydı maalesef. Kafamda tasarladığım yarım boy çan etekli elbisem çöp oldu. ilkinde kalıpla, ikincisinde ise göz kararı biçip diktiğim elbise olmadı. Zor ve kötü bir hafta geçirmiştim. Kafamın dolu olması, biraz da stresle kendimi veremedim galiba. Zamanım ve emeğim boşa gitti. Dikiş için biraz daha beklemem gerekiyor, öyle zannediyorum. Yoksa başka şeylerde ziyan olacak. 

Bu durumda da yapılacak en güzel şey mutfağa girmek :) Yemek yapmayı, mutfakta vakit geçirmeyi çok severim. Küçüklüğümden beri vazgeçmedim bundan. Pasta börek konusunda yemekteki kadar iddialı değilim açıkçası. Ama tartışılmaz bir durum var ki o da yaptıklarınızın keyifle yeniyor, beğeniliyor olması kadar güzel bir şey yok :) Blogumdaki diğer tariflere baktıysanız eğer, benim pasta börek konusunda basite kaçan biri olduğumu da biliyorsunuzdur.


Gelelim tarifimize :)

Malzemeler:
1 paket pandispanya (2 kat yani)
1,5 tatlı kaşığı çözülebilir kahve (sade nescafe kullandım)
Yarım çay kaşığı şeker
Yarım su bardağı  su

Kreması için;
1 yumurta
3 yemek kaşığı un
2 su bardağı süt
2,5 yemek kaşığı şeker (tatlı seviyorsanız 3-3,5 yapabilirsiniz.)
200 gr labne

Üzeri için; 
1 tatlı kaşığı kakao

Kremanın hazırlanışı; Labne hariç tüm malzemeyi topaklanmayacak şekilde karıştırıp kaynatın. Biraz koyu bir kıvam  olacak korkmayın. Ocaktan alıp soğumaya bırakın. Ara Ara karıştırıp kabuklanması engellememiz gerekiyor. Soğuduktan sonra labneyi de ilave edip mikserle 5 dk çırpalım. Kremamız hazır bile :)

Pastamızın yapımına geçebilirz; Kahve ve şekerimizi bir su bardağında azıcık sıcak su ile eritip üzerine soğuk suyu ilave edilim. Yarım bardak olacak karışım ! Pandispanyalarımızın birbirine bakacak olan iç taraflarına bu karışımı sürüyoruz. Hem kahve aromasını vermiş olacağız hem de kekimizi ıslatmış olacağız.Önce keklerin arasına, sonra da üzerine kremamızı bolca sürüyoruz. (Ben bu sefer yanlarına sürmeyi unutmuşum. Kenarlara da krema sürmeyi ihmal etmeyin. ) Dolapta 1 saat kadar bekletip üzerine kakaomuzu eliyoruz. Afiyet, bal şeker olsun :)

Daha yoğun kıvamlı ve baskın kahve kokulu tiramisular yedim. Ancak o keskin tadı sevmiyorum. Yaş pasta ve türevlerini sevmeyen eşim bile seve seve yiyor kendisini. Yanında kahve ile mükemmel bir ikili oluşturuyor. 2 kişi olduğumuzdan koca bi pasta sadece bizim, bu sebeple her akşam farklı sunumla yiyoruz. Kesinlikle tavsiye ederim.
Sallanan salıdan.. Tatlı, mutlu haftalar :)


3 Ocak 2014 Cuma

Kruvaze kesim, astarlı yelek

Bir tanıdığıma yardım amaçlı hemde öğrenme hevesiyle yapmaya başladığım kruvaze kesim yeleğim, gerçekten de temiz bir iş oldu. Tanıdığım bunu örnek olarak öğrencilerine gösterecekmiş. Vakti olmadığından benden yardım istemişti. 38 bedene ait kalıbını verdi ve işlem sırasını anlattı. Ama daha önce hiç kalıplı dikiş yapmamıştım.


Astar, cep, ilik,tela  bu çalışmada ilk defa kullanacaklarımdı. Tereddütle yapmaya başladım. Sabırlı, sakin başalayan iş sonuçlandı. Zaman zaman bazı yerlerde daraltmaya gittim. 


Ama itiraf etmeliyim ki; dikişin emek isteyen, sakin bir beyinle yapılacak bir iş olduğunu bu çalışmayla anladım. Ve en zorlandığım cep yapmaktı. İlk önce gereksiz bir parça üzerinde birkaç deneme yaptım. Buna rağmen ilk cepte "çıtlatma" hatası yaptığımdan pek iyi olmadı. Çok dikkat çekmiyor Allahtan. 2. ceple daha iyi kavradım.


Resimler çok iyi olmasa da paylaşmak istedim. Fikir olur belki. Bu arada, geçen hafta-sonu aldığım kumaşlardan biriyle elbise yapmaya kalkıştım bu hafta, ama içime sinmedi. Tekrar yapacağım sanırım. Pek tadilat yapılacak gibi durmuyor çünkü. Ya da kumaş sıkıntısından çöp olacak kendileri. 



Herkese mutlu, dikiş dolu hafta sonları...